Yazı köşesi

Sanatçı olmak

sanatçı olmak yada olabilmek, öyle basit, alelade olacak yada olabilecek bir şey değildir.Sanatçı eğer bütün kesimlerden para kazanıyorsa, içindeki kinini, nefretini, siyasi görüşünü, dünya görüşünü bir yerde saklamasını bilmeli.Madem her kesimden para kazanıyor, bu saygıyı gösterebilmeli.Bugünlerde, bazı sanatçı geçinen, sözüm ona sanatçılar daha doğrusu zavallılar, bir kesime güller dağıtırken, diğer kesime açıkça nefret kusuyor, aşağılıyor yani güneşli bir günde, ne olur ne olmaz diye yanına şemsiyesini alanlar gibi. Kendine göre önlem alıyor, halbuki biraz ıslansa ne olur ama, ıslanmak istemiyor, ihtişamı bozulur, karizması çizilir korkusu var.Birileri gençliğinde bu ülkenin insanlarından paraları cebe indiriyor, yaşlandığında tabiri caiz ise, artık postu beş para olmayanlar, devlete, millete, değerlere, yani karşılarına ne çıkarsa her şeye saldırırlar ve hala kendilerini sanatçı zannederler. Çünkü, yerli, milli hatta bu vatana ait değiller, kökleri taaaaa bilmem nerelere uzanır. Hepimiz biliriz bu köklerin nerelere uzandığını.Birileri de bu ülkenin devlet kurumlarında yetiştirilir, baş tacı edilir ama ilk sahneye çıktıklarında devlete millete saydırırlar. Mesela bir zavallı TRT de ünleniyor, kedine en iyi kadın oyunculuk ödülü veriliyor, ödül verilen ülkede Türkiyeyi karalıyor, Türk kadınını aşağılıyor.Bir başkası, kendine göre şarkı söylüyor, kendine bir ödül veriliyor, ödül töreninde, şahlanıyor, sanırsın, dünyayı kurtaran KADIN. Neymiş ükemdeki kadınlardan, horlanmışlıktan, giyim kuşam, baskılardan bahsediyor ve bir kahraman edasıyla, bütün bunlara karşı mücadele edeceğini haykırıyor zavallı. Üstelik bunları söyleyenin annesininde başı kapalı. Yani bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Acaba bunları annesi için mi söylüyor!?Önce bu zavallılara şu kadarını sormak lazım, sizin giyim kuşamınıza şimdiye kadar kimse karıştımı? Hem istediğiniz gibi yaşıyor, hemde olmayan bir sorunu, varmış gibi göstererek niye bu provokasyonu yapıyorsunuz?Biri en iyi kadın oyuncu olmuşmuş. Ne yapmışkı? Yatak sahnelerini çok gerçekçimi yaptı, öpüşüyor görüntüsünden öteye tam anlamıyla öpüşüp, sevişiyor görüntüsünden öteye tam anlamıyla sevişip, nekadar iyi rol oynadığınamı verildi bu ödül?Bir başkası, yüksek sahnede seyircilerin önünde, altı tanga, üstü mini etek, sinesi dağılmıs şarkı söylüyor, biraz yıldızı parladı, hemen Türk kadını savunuculuğuna soyundu, Anneside başı kapalı bir hanım.Eğer Türk kadınını savunma, haklarını koruma işi size kaldıysa, hayde geçmiş olsun.Sen ne biçim bir Türk kadınını tasavur ediyorsunki, aşağılamaya varan sözler sarf edebiliyorsun?Sahi ama siz kendinizi Türk kadını olarakmı görüyorsunuz? Türk kadini Kara Fatmalar, Ayse bacilar, Nene hatunlardır, bunlardan bahsedilmez ama, nerede ne olduğu belli olmayan güruhlari, Türk kadının zaferi diye nara atıp ödellerinin üstünde tepinip dururlar.Çıkmışlar, efendim işte türk kadınının zaferi, en iyi kadın oyuncu seçilen bilmem ne, en iyi müzik dalında ödül alan bilmem ne… bu uzayıp gider böyle.Bir zamanlar Sibel Kekillide bir kaç ödül birden almıştı. Yaptığı iş neydi? (…..)Diyelimki ödülü hak ettiler, hiç kimsenin karşılıksız kimseye ödül vermeceğini bilmiyormusunuz? Peki nedir karşılığı? İşte zurnanın zırt dediği yer de burası zaten. Sana ödül vererek seni satın alıyorlar.Eskiden gazino, pavyon, gece kulübü diye bir kültür vardı ve bu alanlarda işler mafya yöntemiyle halledilirdi. Güçlü olan kazanıyordu yani, bir şarkıcı kendinden söz ettirdimi, hemen devreye gazinolar çetesi giriyor, basıyor parayı alıp getiriyordu. Bunu yediremeyen başka gazino patronu, bu şarkıcıyı zorla kaçırıyordu. O dönemler geride kaldı ama bugün bunun karşılığı tamamen satın almaktır. Ne ile? Verilen ödül ile. Ver ödülü satın al malı. Yani sizlerin durumu şimdi bu, satılık malsınız.Sanatçı olmak için önce kendine sonra insanına saygı duymalısın, ülkenin değerlerine sahip çıkarak, hele hele ülkeni, ülke insanını yabancı ülkelerde karalamayacak tavır koyacaksın.Kısacası, güneşli havada şemsiye almak yerine, yağmurlu güne hazırlıklı çıkmak daha doğrudur.Biraz ıslanmanızda sorun yok, çünkü bu ülke insaninin paralarını cebinize, kasanıza dolduruyorsunuz.Ben bu ülkenin vatandaşı olarak, bunlar ve bunlara benzeyen, sözüm ona sanatçılara, vatandaş geçinip aslında köklerinin başka yerlere bağlı olan bu güruhlara hakkımı helal etmiyorum. Kan olarak gözlerinden ciğerlerinden gelsin.Ne vatanıma nede insanlarıma söz söyleyen, aşağılayan bizden olamaz ve olmalarınıda istemiyorum.Merve Dizdar, Melek Mosso, Eda Ece, Mabel Matiz, Melike Şahin. Sahi ama bu güruhların hep bir ağızdan havlamaları bir tesadüfmü? Sözüm sadece bu güruhlaradır. Gerçek sanatçılarımız, başımınızın tacidir, iyiki varlar. Buda böyle biline.

WebmasteR.y

Sapkinliklara dur diyelim

Dikkat, Türkiye’de bire bir uygulatamasalar bile, bazı AB katılım süreci safsatalarıyla baskı oluşturuluyor, her tuşa basıp her şeyi deniyorlar. Belki düşünebiliriz, “yok canım bize kimse bir şey dayatamaz “diye, işte burda yanılırız. Bilindiği üzere Belçika’da 9 yaşından sonra okulda çocuklara sapkın videolar izletilecek yani, hem cins, eş cins, cart curt… kısaca bu çocukları kendi istedikleri çizgiye getirecekler. Buradada Türk ve müslüman çocukları okula gitme zorunluluğu olduğuna göre, ister istemez, ya boyun eğeceksin yada terkedip gideceksin ama bu okadar kolay bir iş değil. Her seye ragmen,dayatmalara boyun eğmeyelim, yarın çok geç olabilir. Çocuklarımızı koruyalım, ailemizi koruyalım, neslimizi koruyalım, geleceğimizi koruyalım kısaca, Dünyamızı koruyalım.

WebmasteR.y

İMZA

İmzanın, Antlaşmayı kabul etme ve ettirmeden ibaret olmadığı gibi, metnin altına yerleştirilen bir obje, güzel sanatlardan bir dal, hele hele çıkartmasını Araçlar üzerine yapıştırıp şovenizm için kullanılan bir aksesuar değildir.İmza, atmış olmak için yapılan bir işlem, Kağıt üzerine çizilmiş şekil’den ibaret de değildir.İmza atmak sözde değil, özde olur. İmza atmak için sözünün eri olmak, beyaz kefeni giyebilmek, gerektiğinde canını ortaya koyabilmektir…

İmza, altyapıyı, üstyapıyı, denizaltı tüp geçitleri, deniz üstü tünelleri,otoyolları,hızlı tren rayları, köprüleri, camileri, AKM’yi, hastaneleri, millet bahçelerini, İHA’yı, SİHA’yi, topu, tüfeği, uçağı,tankı,Milgemi, havaalanları, spor alanları stadyumları, yerli milli Arabayı, vatandaşın refahını yükselten asgari maaşları, emeklilerin maaşlarını yükseltmek kle atılır. Daha sayamadığım nice hizmetlerin sahibi’de işte bu İMZA’dır

WebmasteR.y

ABD ve AB`nin İkİyüzlülüğü

ABD denince akla tek bir ülke değil, birleşik devletler topluluğundan meydana gelen bir Devleti gelir. Yani kendi başına bir şey ifaade etmesede birleşik devletler olarak yansıması büyük oluyor. Aslında kendi içerisindede bir dizi hoşnutsuzluk olsada, ABD şemsiyesinin altında kendilerini daha güvenli hisssederler ve çoğu ABD dayatmalarına boyun eğerler. ABD her yerde ve her şeyde hegomonyasını katı bir şekilde yürütmek ister. ABD´nin demokrasi anlayışide çok farklıdır, kendi çıkarlarına hizmet eden her şey Demokratiktir, kendi çıkarlarıyla çakışan her şeyde Demokratik değildir. Örneğini Türkiyeýe uyguladıkları kararlarla somut olarak verebiliriz. Türkiye NATO´nun ikinci büyük askeri kanadı olmasına rağmen, kendisine uygulanan CATSA yaptırımlarına maruz kalabiliyor. Sebep? Türkiye maruz kaldığı güvenlik sorununda NATO´nun 5. maddesini devreye almak yerine, bizi bir yerde ortada bıraktı, her şey her ülke için geçerli ama Türkiye için hiç bir şey geçerli değil, geçerli olan, ödemeler, lazım olduğunda, lüzum görüldüğünde Türk askerini, nüfuzu daha yüksek olan yerlere görevlendirilmesi ve her sorunda bizi içine alması. Bir müttefik olarak ÇATSA´ya nasıl muhatap olursunuz? CATSA, ABD çıkarlarına ters davranan Düşman ülkelere uygulanır. Peki Türkiye Dost´mu, Müttefik´mi yoksa gerçekten düşmanmı?Türkiye kendi Güvenliği için, Patriot´ları istedi vermediler, ozaman rota Rusyaya çevirildi ve Rusya´dan S400 ler alındı, işte yaygara koparabilmeleri için ve bizimde ortak olduğumuz F35 ten parası ödendiği halde, tek taraflı anlaşmadan çıkarılan ve kendisine bu sebepten dolayı CATSA uygulanan tek üke oldu. Peki bunlar NATOýa üye olan Yunanistan için geçerlimi? Hayır! Yada Hindistan için geçerlimi? Hayır! Niye Türkiye? İşte zurnanın zırt dediği yerde burası. Onlar için Türkiye ayakta kalsın, kullanışlı aparat bir devletçik olsun ama sakin ha palazlanmasın. Öyle İHA, SİHA, KAAN, KIZİLELMA, TCG ANADOLU vs. Yapamasın, bizim arka bahçemiz olarak kalsın, bizim amaçlarımıza hizmet etsin anlayışı hakim. Bu verdiğim örnek sadece bir tanesi, geçmişteki kuyruk acılarının intikamını almak için fırsat kolladıklarını zaten hepimiz biliyoruz, anlatmaya değer bile görmüyorum.Peki Türkiyeýe karşı her türlü çirkefliği yapan bu ne olduğu bile belli olmayan ABD, nasıl oluyorda İsveçín NATO üyeliği için, bütün müttefik değerlerini hiçe sayıp, her durumu Türkiyeýe baskı aracı olarak kullanabiliyor? Eeeee büyük devlet olmak böyle bir şey. Bundan bir kaç yıl önce „Boğazın hasta Adamı“ olarak tanımlanan Türkiye, hasta döşeğinden kalktı, Tıpí dışardan bitirdi, şimdi Cerrah Doktor olarak her kanserli hücrelere neşter atmaya başladı. İşte bunun içindirki artık istedikleri bir Türkiye yok ve olmayacak, buda uykularını kaçırmaya yetiyor ve artıyor bile. İkiyüzlü olmaları için kendilerince çok sebepleri var ama Türkiyenin attığı her adımda tek bir sebebi var oda BEKA´miz

AB´nin kuruluş amacı bugünden çok farklıydı, bugün gelinen noktada AB ikiyüzlülüğün doktorasını yapıyor. Kendilerine gelince, istedikleri gibi kısıtlamaları yapar, istedikleri gibi kanunları çıkartıp, kendi çıkarlarını korumak için canla başla uğraş verirler, ama aynı şeyleri Türkiye kendisi için yaptımı, yök insan hakları, yok, düşünce özgürlüğü, yok basın özgürlüğü artık bütün deyim, ve terimleri raftan indirip saldırırlar, demokrasi dersi vermeye kalkarlar, gerçi kalktıkları gibide oturturlar ama mide bulandırıyorlar.Bunların bu ikiyüzlü, ikircikli tutumları bizi hep rahatsız etmiştir ve bizde gereksiz savunmalar zorunda kalırdık. Artık savunma diye bir şey yok, çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa, biz onu yapmakla yükümlüyüz, siz istediğiniz kadar çığırtkanlık yapın. Bugünlerde, bizi 60 küsür yıldır AB kapısında bekletenler, İsveç´n NATO üyeliğini 6 ayda bitirmeye çalışıyorlar. AB´ninde bilmesinde yarar var, çıkarlarımız İsveçín NATOya girmesini gerektiriyorsa, istediklerimizi aldıktan sonra onay veririz,başka türlüsüne asla razı olmayacağımızı ve bizi 60 küsür yıldır beklettiğiniz gibi, birilerininde bir kaç yıl beklemesi gerektiğini anlamanız gerek, karşınızda Boğazın hasta adamı değil, Boğazın BeyinÇerrahi olduğunu. AB´nin bize dayattıklarını bir tarafa bırakırsak, mevzuatlarımızın çoğu AB kriterlerinin de üstende, gelişmişliğimizde, çoğu AB üyelerinin bir kaç katı üzerinde olmasına rağmen, yok, sunude yapacaksın, yok bunuda yapacaksın. yok LGBT yi legalleştireceksin cart curt edip, kabulü başından beri mümkün olmadığını bildikleri halde dayatmalarla, AB üyeliğimizi onaylamıyorlar. Ha bu arda bunuda burda belirteyim, biz Abye üye olmak gibi bir sevdamızda kalmadı, çünkü fazla naz, aşığı usandırır.İkiyüzlülüğünüz bizi tiksindirsede, sizleri gerçeklerle yüzleştirmek bize düşüyor. Sıranı bekle İsveç!

WebmasteR.y

Miçotakis

Benim Miçotakis hakkında edindiğim izlenim, Miçotakis bir devlet adamı gibi değil`de daha çok marjinal gurupların sözcüsü gibi. Bu zatın ipi ile kuyuya inilmeyeceğini hiç unutmamamız lazım. Kıbrıs için bölünmüş Avrupa ülkesi derken, o sözde Avrupa ülkeleri kendilerinin dışında kalan her ülkeyi bölmek için uğraşırlar, hatta kendilerine kalsa Türkiye’yi de çok uzun zamandır böl ve yönet mantığıyla, sürekli hedeflerinde tutarlar. (Yemezler, hayal edebilirsiniz ama boyunuzun ölçüsünde alırsınız. Çanakkale gibi, 15 Temmuz gibi vs.) Avrupa birliğinin niyetini biliyoruz, tabiki yunanistanın da. Yunanistan’ı ciddiye almıyoruz ama AB nin ve ABD nin çıkarlarına hayasızca hizmet etme sevdası, bizim “bir gece ansızın gelebiliriz” dememizin tek sebebidir. Yunanistan Devlet olabilse, şimdiye kadar kendisine uzatılan eli tutar ve düzlüğede çıkardı ama bu gidişle daha çoooook bataklığa saplanacağınız aşikardir. Yunan kamuoyuna, biz kanımızla aldığımız yerleri, masa başında vermeyız! Aklını başına al Miçotakis.

WebmsteR.y

Sapkinlik

Her şey için senede bir gün uygulanmış mesela, sevgililer günü, kadınlar günü, anneler günü, babalar günü vs. Ama bu sapkınlık için tam bir ay. Sizce burda bir gariplik yokmu? Kimse bu sapkınlığı dayatamaz!

WebmasteR.y